Bahar Pide Salonu

Bahar Pide
Bahar Pide

Adı pide salonu olan bir yerde döner yemek kulağa garip gelse de Bahar Pide Salonu‘nun olayı bu. Bahar Pide döner yemek için gelinecek bir yer. Bahar Pide Salonu’nun yeri Mecidiyeköy’de Cevahir Alışveriş Merkezi’nin hemen yanında. Burası ufak, içeride dört beş masası olan bir yer. Bir kaç masa da dışarıda var o kadar. Gelen gideni ve müdavimleri ise bayağı bol. Okumaya devam et “Bahar Pide Salonu”

Samos’da ne yenir?

Samos
Samos

Kos ve Midilli‘nin ardından artık gelenekselleşen Yunan adaları turumuzun bu seneki durağı Samos. Samos Kuşadası’nın karşısında, Türkiye’ye en yakın Yunan adalarından biri. İki kara parçasının birbirlerine en yakın olduğu nokta Dilek Yarımadası. Burada mesafe 2 kilometrenin bile altında. Kuşadası‘ndan feribotla merkezi olan Vathy‘e ulaşmak ise yaklaşık 1 saat tutuyor. Samos’da gidilebilecek bir çok kasaba var. Merkez Vathy. Burası daha şehir havasında bir yer. Daha ufak, sessiz bir yer arayanların gidebilecekleri pek çok ufak kasaba var. Mesela Kokkari, Pythagorion, Marathokambos, Karlovasi. Ben Kokkari ve Pythagorion’daki bir kaç mekanı ziyaret edebildim. İşte bunlardan bazıları: Okumaya devam et “Samos’da ne yenir?”

Baba Söğüş, Beşiktaş

İzmir söğüş
İzmir söğüş

Söğüş denince şöyle bir yutkunanlardan mısınız? Gurbette söğüş hasreti çeken bir İzmirli misiniz? Müjde!! Artık İstanbul’da da gerçek İzmir söğüş yapan bir yer var. Baba Söğüş. Ağzınıza layık bol maydanozlu, soğanlı ve kimyonlu bir İzmir söğüş yemek için yapmanız gereken tek şey Beşiktaş’a gitmek.

İşin başlangıcı aslında pek çoğumuzun aşina olduğu (ve hayalini kurduğu) kurumsal bir şirkette çalışırken bir gün her şeyi geride bırakıp, zevk aldığı bir işi yapmaya karar veren 2 arkadaş hikayesine dayanıyor. Diana Yener ve Burak Bayrakçı iki sakatat aşığı. Bakıyorlar ki koca İstanbul’da her şey var ama İzmir söğüş açısında ciddi bir eksik var. Kolları sıvayıp bu işe girişiyorlar. İnsan sevdiği işi yapınca sonucu da ona göre oluyor. Dürüm söğüşlerin malzemesi bol. İçinde kelle eti, dil, beyin, maydanoz, soğan ve kimyon var. Bütün malzeme koca bir dürüm haline getiriliyor, kağıda sarıldıktan sonra da açılıp dağılmasın diye paket lastiğiyle sabitlenip servis ediliyor. Dürüm yerine porsiyon isterseniz o da mevcut. Okumaya devam et “Baba Söğüş, Beşiktaş”

Hacı Şükrü, Konya

Fırın kebabı
Fırın kebabı

Hacı Şükrü Konya’nın geleneksel lezzetlerinden biri olan fırın kebabını 100 yıldan uzun süredir müşterilerine sunan harika bir kebapçı. Fırın kebabı koyun etinden yapılıyor. Etler büyük bakır leğenlerde, içinde meşe odunu yanan taş fırınlarda pişiriliyor. Pişirme süresi erkek koyunlar için 4-4,5 saat, dişiler için 6-7 saat. Bu süre boyunca önce kendi suyuyla pişen, suyunu çektikten sonra ise yine kendi yağıyla kızaran etler kelimenin tam anlamıyla lokum gibi oluyor. Fırına giren 3 kilo çiğ et, dışarı 1 kilo kebap olarak çıkıyor. Kebabın yumuşak ve yağlı olması için ön kol ve kaburga kısımlarından elde edilen etler kullanılıyor. Okumaya devam et “Hacı Şükrü, Konya”

Bolu Lokantası, Konya

Etli ekmek
Etli ekmek

Eğer yemek için yaşayanlardansanız Konya denilince Mevlana’dan sonra aklınıza gelen ilk şey elbette etli ekmek olacaktır. Etli ekmek Konya’nın en çok bilinen yemeklerinden biri. Etli ekmek satır kıymasıyla yapılan bir tür kıymalı pide. Son zamanlarda her yerde etli ekmek yapan pideciler çıkmaya başladı. Bazıları hakikaten gerçek etli ekmek yapıyor, bazıları ise kıymalı pide. Bolu Lokantası ise bu nadide yemeğin en hasını yapan müesseselerden biri. Gerek Konya’ya gitmeden önce, gerekse Konya’da “Nerede etli ekmek yiyelim?” sorusuna büyük çoğunluk “Bolu Lokantası” diye cevap verdi. Lokantanın kapısına varınca pek çok kişinin görüşünün bu yönde olduğunu fark ettik. Eti ekmek yemek isteyenler kapıda sıra bekliyordu. Bolu Lokantası Karatay’da -yani Mevlana Müzesi‘nden yürüme mesafesinde ufak, gösterişsiz bir mekan. Alt katta 7-8 masa, bir kaç masa da asma katta o kadar. Rağbet ise bayağı yüksek. O yüzden buraya giderken biraz sıra beklemeyi göze almanız gerekiyor. Okumaya devam et “Bolu Lokantası, Konya”

Metet Közde Döner

Metet Döner
Metet Döner

Metet Közde Döner, Kuzguncuk

Kuzguncuk geçmişten bu yana Boğaz’ın en mutena ve kendine özgü köylerinden biri olagelmiştir. Cami, kilise, sinagogun birbirine komşuluk etmesiyle hoşgörüyü; bağıyla, bostanıyla yeşili ve huzuru; köşkleri, yalılarıyla tarihi; mahalle dokusunu korumasıyla komşuluğu ve samimiyeti bünyesinde toplamayı başarmış bir semttir. 80’li yılların efsane TV dizisi “Perihan Abla” ile dikkati çeken ve bu niteliklerini tanıtan semt, daha sonra da popülaritesini bir miktar sürdürmüştür. Son yıllarda da hissedilebilir bir dönüşüm geçirmekte. Butik kafeler, lokantalar, “şokolatiye”ler, “vintage” dükkanlar semtin eski esnafıyla birlikte uyum içinde çalışmakta. Üsküdar merkezden sonra ilk Boğaz köyü olması nedeniyle kolay ulaşılabilmesi ve sakinliği ile özellikle hafta sonu ziyaretçilerini kendine çekmekte. Okumaya devam et “Metet Közde Döner”

Meşhur Fetih İşkembe Salonu, Balat

İşkembe çorbası
İşkembe çorbası

Balat İstanbul’un en eski semtlerinden biridir. Tarih kokan bu semtin sokakları özellikle hafta sonlarında amatör fotoğrafçılarla dolar. Gezilir, dolaşılır sonra karınlar acıkır. Ne yesek sorusunun en lezzetli cevaplarından biri de Meşhur Fetih İşkembe Salonu‘dur. İşkembe çorbası, tuzlama, paça, damardan tuzlama, kokoreç, kelle derken sakatat düşkünü biriyseniz hangisi söyleyeceğinizi şaşırıyorsunuz. 1973 yılında Hacı Mehmet Çelik’in açtığı Meşhur Fetih İşkembe Salonu bugün oğulları tarafından işletiliyor. Servis sabah 7’de başlıyor ve akşam 22’ye kadar devam ediyor. Okumaya devam et “Meşhur Fetih İşkembe Salonu, Balat”

Tarihi Eyüp Sultan Güveççisi, Eyüp

eyup guveci

Eyüp Sultan yüzyıllardan beri deyim yerindeyse İstanbul’un dini merkezidir. Semtin sokakları Eyüp Sultan Camii‘ni ve türbesini ziyaret etmek için İstanbul’un, hatta ülkenin her tarafından gelen ziyaretçilerle doludur. Bu kadar insanın olduğu yerde olmazsa olmazlardan biri de elbette yeme içme mekanlarıdır. Meydanın etrafındaki onlarca lokanta, cafe, tatlıcı, fırının arasında dolaşırken gözünüze bir de güveççiler çarpar. Ancak bunların vitrinlerine baktığınızda gördüğünüz bildiğiniz toprak kaplardaki güveç değil, kır pidesine benzeyen bir şey olur. İşte o kır pidesi benzeri şeyler meşhur Eyüp güvecidir. Tarihi Eyüp Sultan Güveççisi Eyüp’te bu işi yapanların içinde en meşhuru. Dedeleri işe 1958 yılında bir tezgahla başlamış. Bugün 3. nesil görev başında.  Okumaya devam et “Tarihi Eyüp Sultan Güveççisi, Eyüp”

Çağlayan Izgara Adapazarı

Arnavut ciğeri
Arnavut ciğeri

Sinan Bali yazdı

Adapazarı’nda benzersiz Arnavutciğeri ziyafeti

Anadolu’nun yemek konusunda ne kadar zengin olduğunu tartışmaya gerek yok. Her ilde, her yörede eşsiz lezzetlere rastlamak mümkün. Adapazarı da hem İstanbul’a yakınlığı ile hem de farklı kültürlerin mutfaklarını bir arada bulundurmasıyla vazgeçilmez bir lezzet noktası olarak öne çıkıyor. Adapazarı’nın ıslama köftesi malum. Bu yemeğin en leziz sunumlarından birini yapan mekanı daha öne Halk Gurmesi sayfalarına taşımıştık. Bu kez de Adapazarı’nda başka bir esnaf lokantasının farklı bir lezzetini keşfedelim dedik ve Arnavut ciğerinin methini duyduğumuz Çağlayan Izgara’yı ziyaret ettik. Okumaya devam et “Çağlayan Izgara Adapazarı”

The New Yorker Pizza, Teşvikiye

The New Yorker Pizza
The New Yorker Pizza

İstanbul’un gözde semtlerinden Teşvikiye son zamanlarda birbiri ardına açılan mekanlarla gündeme geliyor. Gün geçmiyor ki semtin sessiz sakin, dar sokaklarından birinde yeni bir kafe, hamburgerci, bar ya da 3. dalga kahveci açılmasın. Bunların arasından farklı konseptiyle sıyrılan isimlerden biri The New Yorker Pizza. 1 yıl önce açılan The New Yorker Pizza Teşvikiye’de ender bulunan bir şey sunuyor. O da hesaplı ve kaliteli yemek. Bunu nasıl yapıyor mu dediniz? Çok basit. Dilim pizza satarak. Uzun yıllar Kanada’da yaşayan Ali Rıza Bey’in Türkiye’ye dönünce hayata geçirdiği konsept son derece etkili. Okumaya devam et “The New Yorker Pizza, Teşvikiye”